İyi yönetişim; devlet yönetiminde temsil, katılım ve
denetimin, etkin bir sivil toplumun, hukukun üstünlüğünün, yerinden
yönetimin, yönetimde açıklık ve hesap verme sorumluluğunun, kalite ve
ahlakın, kurallar ve sınırlamaların, rekabet ve piyasa ekonomisi ile
uyumlu alternatif hizmet sunum yöntemlerinin ve nihayet dünyada
gerçekleşen dijital devrime (yeni temel teknolojilerdeki gelişmelere)
uyumun mevcut olduğu bir siyasal ve ekonomik düzeni ifade etmektedir.
İyi yönetişim olmaksızın ideal bir demokrasiden söz
edilebilmesi mümkün değildir. Demokrasinin üç temel özelliği; temsil,
katılım ve denetimdir. Halkın, temsilcilerini seçme özgürlüğünün
bulunduğu, yönetime aktif olarak katılabildiği ve temsilcilerinin karar ve
eylemlerini denetleyebildiği bir siyasal düzen ancak demokrasi olarak
adlandırılabilir. Yönetilenler (halk) ile yöneticiler arasında yakın bir
iletişimin daima mevcut olması gerekir. Yönetim ve iletişim,
birbirlerinden ayrılamayacak iki kavramdır. Son yıllarda yaygın olarak
kullanılmaya başlanan “governance“ kavramı, yöneticiler ile yönetilenler
arasındaki iletişimin önemini ortaya koyması açısından değer taşımaktadır.
“İyi yönetişim“ kavramının içerisinde diyalog ve
uzlaşma yeralmaktadır. Halk, önce hür iradesi ile mutabakata (consensus)
dayalı olarak temsilcilerini seçebilmeli (siyasal katılım ve temsil),
onlara bu şekilde yönetme hakkını vermeli (temsili vekalet), yöneticiler
ile yakın bir iletişim içerisinde bulunarak kamusal kararlara
katılabilmeli (yönetime katılma) ve yöneticilerin güç ve yetkilerini
kötüye kullanmamaları için onları kontrol (denetim) edebilmelidir. İşte
gerçek demokrasi, ideal devlet ve iyi yönetişim için bu anahtar kavramların
varlığı ve işlerliği gereklidir.
Şüphesiz, halk ile temsilcileri arasında iletişimin
(siyasal katılmanın) varlığı demokrasi için yeterli değildir. Halk aynı
zamanda yöneticilerin karar ve eylemlerinin hukuka uygunluğunu da kontrol
edebilme hakkına sahip olmalıdır. Devletin meşruiyyeti için mutabakat
kadar, siyasal gücün denetimi ve sınırlandırılması da önem taşır. Siyasal
gücün sınırlandırılmadığı bir siyasal düzen artık demokrasi olmaktan çıkar
ve keyfiyet rejimine dönüşür.
Eğer demokrasiyi gerçekten oluşturmak istiyorsak
mutabakata, diyaloga, uzlaşmaya, katılım ve iletişime, yani iyi yönetişime
önem vermek zorundayız.
İyi yönetişim konusunda akademik literatürün
zenginleşmesine paralel olarak yönetişim kalitesinin ölçülmesine yönelik
ampirik araştırmaların son yıllarda sayıca arttığını gözlemlemekteyiz.
Uzmanların yaptıkları araştırmalara göre yönetişim kalitesinin daha iyi
olduğu ülkeler, ekonomik kalkınma ve refah göstergeleri (kişi başına milli
gelir, bebek ölüm oranları, yetişkinlerde okuma yazma oranı vs.) yönünden
daha iyi bir konumda bulunmaktadırlar.
Bu web sayfasında tüm bu özetlediğimiz konular hakkında
bilgi ve verilere ulaşabileceksiniz.