Toplam kalite yönetimi, 
				“mal ve hizmet kalitesi”ni,   daha geniş anlamda “organizasyon 
				kalitesi”ni sürekli olarak iyileştirmek için organizasyonda 
				yapılması gereken tüm çabaları ifade etmektedir. “Kalite 
				Yönetimi” kelimelerinin başına “Toplam” kelimesinin eklenmesinin 
				nedeni organizasyonel performansı artıracak tüm alanlarda 
				kalite geliştirilmesinin amaçlanmasıdır. (Aktan, 2000) 
				
				
				
				İyi 
				yönetimin tesis edilmesi için kamusal alanda, başka bir ifadeyle 
				tüm kamu kurum ve kuruluşlarında toplam kalite yönetiminin tesis 
				edilmesi önem taşımaktadır. Bununla birlikte, toplam kalite 
				yönetiminin kamu kesiminde uygulanması sanıldığı gibi kolay 
				değildir.
				
				Esasen kamuda 
				kalite yönetim modellerinin uygulama alanı bulmasında en önemli 
				zorluk kalite standartlarının, kriterlerinin ve performans 
				göstergelerinin ortaya konulması olmaktadır. Kalite konusunda 
				temel sorun, kamu sektöründeki kamu işletmeciliği anlayışının 
				işleyişi ve kamu sektöründe sunulan hizmetlerin kendi özel 
				yapısal özelliklerinin farklılığından kaynaklanmaktadır. 
				
				
				Kalite kavramını bir sistem 
				içinde değerlendiren, organizasyon açısından gerekli kalite 
				standartlarını oluşturan en önemli sistem toplam kalite 
				yönetimidir. Toplam kalite yönetimi, temelde müşteri odaklı bir 
				yönetim anlayışını benimsemektedir. Bu sistemin iyi yönetimin 
				kalite ilkesini tamamlaması açısından kamu yönetiminde 
				uygulanmasının önündeki en büyük zorluk “müşteri odaklılık” 
				prensibinde ortaya çıkmaktadır. 
				
				Toplam kalite felsefesi 
				“müşteri odaklı” bir yönetim anlayışıdır. Organizasyonda 
				müşterilerin istek ve beklentileri doğrultusunda faaliyette 
				bulunulması amaçlanmaktadır.  Oysa geleneksel kamu yönetimi 
				anlayışında mal ve hizmetlerden yararlanan kimselere “müşteri” 
				gözüyle değil “vatandaş” gözüyle bakılmaktadır. Vatandaşlar 
				sadece oy kullanarak kendilerine mal ve hizmet sunacak yönetimi 
				(siyasal iktidarı) belirleme hakkına sahip bulunmaktadır. Seçimi 
				kazanan siyasal parti, kendisine oy veren müşterilerinin 
				istekleri doğrultusunda değil, kendi karar ve takdirleri 
				doğrultusunda hangi mal ve hizmetlerin sunulacağına karar 
				vermektedir. (Aktan,2000:51)
				Kamu 
				sektöründe toplam kalite yönetimi açısından  son derece önem 
				taşıyan insan kaynakları yönetimini de tam anlamıyla uygulamak 
				mümkün değildir. “İnsan kalitesi”nden sözedebilmek için 
				liyakatli kişilerin işe yerleştirilmesi gerekir. Oysa kamu 
				sektöründe  mülkiyet özel kişi ve kuruluşlara ait olmadığından 
				kamu kurum ve kuruluşlarını yönetenler yakınlarını, 
				eş-dostlarını ve partili kimseleri istihdam etme eğiliminde 
				olabilmektedirler.  Özetle, kamusal mülkiyet, kamu kesiminde  
				toplam kalite yönetiminin uygulanmasını güçleştirmektedir. 
				Fakat, kamusal mülkiyetin varlığı kamu sektöründe insan 
				kaynakları yönetiminin uygulanamayacağını ifade etmemektedir. 
				(Aktan, 2000:51)
				
				
				....................