Kamusal alanda 
				iyi yönetim ilkelerinden bir diğeri “siyasal etik”tir. İyi bir 
				devlet yönetimi için olmazsa olmaz ilkelerden birisi kamu 
				yönetiminde etik değerlerdir. Siyasal etik, siyasal 
				yozlaşmalardan arındırılmış bir devlet yönetimini ifade eder. 
				Siyasal yozlaşma genel olarak, kamu gücünün özel çıkar sağlamak 
				amacıyla kötüye kullanımı olarak tanımlanmaktadır. 
				En geniş anlamda, siyasal karar 
				alma mekanizmasında rol alan aktörlerin (seçmenler, 
				politikacılar, bürokratlar,çıkar ve baskı grupları) "özel 
				çıkar" sağlama gayesiyle toplumda mevcut hukuki, dini, ahlaki 
				ve kültürel normları ihlal edici davranış ve eylemlerde 
				bulunmalarına “siyasal yozlaşma” adı verilmektedir. 
				Siyasal alanda çok değişik türde siyasal yozlaşmalar 
				görülebilmektedir. Rüşvet, zimmet, irtikap, nepotizm, kronizm, 
				patronaj, hizmet kayırmacılığı, logrolling, rant kollama ve 
				saire siyasal yozlaşmaların başlıca türleridir. (Aktan, 2002)
				
				Siyasal etik 
				anlayışının geliştirilerek siyasal yozlaşmaya bir çözüm 
				üretilebilmesi etkin önlemler alınmasına bağlıdır. Bu yöndeki en 
				etkin önlemlerden birisi eğitimdir. Genel olarak eğitim 
				seviyesinin düşüklüğü ile siyasal yozlaşmanın doğru orantılı 
				olduğu düşünülebilir. Bu bakımdan topyekun eğitim alanında 
				yaşanacak pozitif bir gelişme siyasal etik anlayışı ve iyi 
				yönetime direkt katkı sağlayacaktır. Bunun yanısıra siyasal 
				yönetimin yaşanan yozlaşmaların ortadan kaldırılması ile ilgili 
				olarak ortaya koyacağı siyasi irade ve etkin liderlik anlayışı, 
				iyi yönetim adına pozitif gelişme sağlanmasına etken 
				olabilecektir.
				
				Kamu hizmetleri 
				bir kamu güveni ve sorumluluğudur. Vatandaşlar, kamu 
				görevlilerinin kendilerine dürüst bir şekilde kamu hizmeti 
				sunmasını ve kamu kaynaklarını adil bir şekilde yönetmelerini 
				bekler. Dürüst ve güvenilir kamu görevlilerinin kamu güvenini 
				tesis etmeleri ve iş dünyası için olumlu bir ortam meydana 
				getirmeleri halinde bu durum daha fonksiyonel bir piyasa 
				mekanizmasına ve ekonomik gelişmeye katkıda bulunacaktır. (OECD, 
				2000: 2) Kamu hizmetlilerinin dürüst ve güvenilir olabilmeleri, 
				saydamlık içinde yer alan doğru, tutarlı ve sürekli bilgi 
				akışını gerekli kılmaktadır. Siyasal etik anlayışı, saydamlık, 
				hesap verme sorumluluğu dışında, katılımcılık ve sivil toplum, 
				hukukun üstünlüğü gibi ilkelerin de etkin bir şekilde 
				uygulanabilmesi açısından gerekli bir koşuldur.