ARKADAŞLIK ve DOSTLUK ÜZERİNE!..
Hiç unutmuyorum!..
Sohbetlerinden ve birlikte zaman geçirmekten keyif aldığım, sürekli espriler yapıp, güldüğümüz ve eğlendiğimiz bir arkadaşım birlikte yaptığımız uzun seyahatlerimde hep bana "Can dostum..." diye hitap ederdi..
"Can dostum..."
O kadar sıklıkla bu sözü kullanırdı ki, benim de doğrusu çok hoşuma giderdi!...
Ben ise onu her zaman bir arkadaş olarak gördüm... Yol arkadaşı olarak gördüm...
Birlikte hoş vakit geçiren, hoş sohbetler eden bir güzel arkadaşım olarak kabul ettim...
***
Hayat ve hakikat üzerine görmüş-geçirmiş bir insan olarak dost olmaktan da dost kabul etmekten de hep korkarım!
Arkadaşım demeyi, "dostum" demeye tercih ederim....
Hele birine bugüne değin öylesine vurgu yaparak "Can dostum..." hiç demedim!.. Belki de yüreğimin incinmemesi için demek istemedim ve istemem de!....
Dostluk özeldir ve güzeldir...
Arkadaşlıktan çok öte bir şeydir.
Canın, kanın ve ruhların yakınlaşması ve uyuşmasıdır...
“Dost ve dostluk dediğimiz, çokluk ruhlarımızın beraber olmasını
sağlayan bir rastlantı ya da zorunlulukla edindiğimiz ilintiler,
yakınlıklardır. Benim anlattığım dostlukta ruhlar o kadar derinden
uyuşmuş, karışmış kaynaşmıştır ki onları birleştiren dikişi silip
süpürmüş ve artık bulamaz olmuşlardır.”
Michel de Montaigne
"Gerçek arkadaşlık"tır dostluk!...
Amicitia vera est praeclara et omnia praeclara sunt rara.
Gerçek arkadaşlık göz kamaştırıcıdır ve bütün göz kamaştırıcı şeyler nadirdir.
Göz kamaştırıcıdır dostluk...
Bulması zordur, yaşatması zordur...
***
"Eskidendi O!..." denir bazen...
Ama bir hakikattir bu söz!...
Dostluk eskiden vardı!
Şimdilerde gerçek arkadaşlık (dostluk) o kadar kolay bulunmuyor!...
Ağlar, bağlar, ilişkiler... Hepsi menfaat üzerine inşa edilmiş!...
Menfaatin olduğu bir yerde dostluk olmaz, olsa da yaşayamaz!....
Eski zamanlardan çok farklı bir dünyada yaşıyoruz...
O eski zamanlarda yaşamış bu zat-ı muhteremin dediği gibi zaman değişmiş ve asır başkalaşmış...
Arkadaşlık, zamanın ruhu ile anlaşamayınca dostluk olmamış ya da dostluk kurulamamış!
Öyle bir zaman ki!
Her şey para!
Her şey menfaat!
Her şey meşguliyet!
Öyle bir zaman ki!
Yaşam savaşı!
Ayakta kalmak!
Hayatta kalmak!
Var olmak!
Bitmeyen istekler!
İhtiyaçlar...
İhtiraslar...
Nasıl seveyim ki?
Aslı yok, Kerem yok!
Nasıl aşık olayım ki?
Leyla yok, Mecnun yok!
Nasıl dost olayım ki?
Dost yok ki!
“Ey dostlarım, dünyada dost yoktur.”
Aristo
Dostluk sözde!
Can dostum demek kolay!...
Ama gerçek dost olmak kolay değil...
Gerçek dost, sadık dost, kara toprak!
Dost dost diye nicelerine sarıldım
Benim sadık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sadık yârim kara topraktır
Aşık Veysel
Tavsiyem şudur:
Kimseyi gerçek dost bilip de yüreğinizden çok fazla vermeyin!
“Dostunuzu, bir gün kendisinden nefret edecekmiş gibi sevin; ondan,
bir gün kendisini sevecekmiş gibi nefret edin.”
Chilon
Pauci viri veros amicos habent et pauci sunt digni.
Çok az insanların gerçek arkadaşları vardır ve çok azı değerlidir.