Yolculuk, her zaman düşündüm onu; / İçimde bu azgın dâvet ne demek?

Oraya, nerdeyse güneşin sonu, / Uçmak, kayıp gitmek, kaçıp dönmemek.

Necip Fazıl Kısakürek

Yüreğimin derinliklerinde  her zaman var olan bu azgın davetten başka ne olabilir, beni yolculuklara sürükleyen!...

 

Bunca yıl yollardayım...  İnsanı tanımak, hakikat arayışında olmak, kültür ve medeniyetleri yakından öğrenmek...  Dünyanın güzelliklerini görmek, dağlara, tepelere tırmanmak, okyanuslara açılmak, ormanların derinliklerinde yürüyüşler yapmak, bembeyaz karlar üzerinde kaymak, nehirlerde, göllerde, denizlerde yüzmek... Bütün bunlar için yollardayım... 

 

Dağlardayım... Yanar dağlardayım...

Tanrı dağlarında, Simien dağlarında, Pamir dağlarında, Atlas dağlarında...

Pacaya'da oluk oluk akan lavların yanıbaşındayım... Etna yanardağının tam tepesindeyim...

 

Göllerde, nehirlerde, ırmaklardayım... Okyanuslardayım...

 

Taklamakan çöllerinde bir çocuk gibi tepeden kendimi aşağı yuvarlıyorum, taklalar atıyorum!...

Fizan çöllerinde, uçsuz bucaksız yerleri,  gidilmez ırak yerleri arıyorum!...

 

İnsanlık tarihine ve medeniyetlere yolculuklar yapıyorum...

 

Ben ilk medeniyetlerden birisi olan Mezopotamya topraklarında doğmuş şanslı bir insanım...

Kendi ülkemin tarihi, kültürel, iklimsel, topografik güzelliklerinin farkındayım...

 

Yeni yerler keşfetmek, yeni dünyaları görmek istiyorum...

 

Eski Mısır medeniyetine yolculuklar yapıyorum.. Giza piramitlerinin tepelerinde dolaşıyorum!...

Fenike, Sümer, Hitit, Asur ve Babil medeniyetlerine ev sahipliği yapmış topraklarda seyahatler yapıyorum...

Büyük İskender'in Makedonya'dan başlayan ve Persepolis'e uzanan fetih topraklarında geziniyorum...

 

Roma ve Yunan medeniyetinin muhteşem kültürel mirasını...

Yeni dünyadaki, İnka, Maya ve Aztek medeniyetlerinin kültürel mirasını...

Rönesans ve aydınlanma döneminin olağanüstü sanat eserlerini...

büyük bir hayranlıkla ve şaşkınlıkla inceliyorum, okuyorum, öğreniyorum...

 

Otantik, egzotik, fantastik, panoramik yerlerde geziyorum, fotoğraflar çekiyorum....

 

Dinamik, eklektik, kozmopolit, kaotik ve Hektik  destinasyonlardan muhteşem anılarla dönüyorum...

 

Mistik, mitik , majestik ve monastik!...

 

Epik, enigmatik, ikonik,  eksentrik...

 

 

Bu kelimelerin hakiki manasına en uygun düşen yerleri keşfediyorum....

Luang Prabang'da monastik yaşamı, Varanasi'de sadu'larla monastisizmi ve mistisizmi ; Upanishad'lar ve Veda'ları okuyarak epik, enigmatik, mitik ve tinsel öte-dünyayı anlamaya ve görmeye çalışıyorum...

 

Barok, gotik , rustik , Art Nouveau  mimarinin dünyadaki en güzel örneklerini büyük bir hayranlıkla seyrediyorum...

aritmetik, geometrik, sembolik,  çizimler, şekiller, yapılar...

 

Klasik, neo-klasik ve modern...

Mimari ve sanatsal muhteşemler!....

Tropik adalarda mavi ve yeşilin en güzel buluşmasına tanık oluyorum...

 

Tropik ve ekzotik meyveler tadıyorum.. Mango, jackfruit, papaya, durian, mangosteen, passion, guava..

 

Gastronomik tatlar!... Doğrusu tadamıyorum, çoğu kez bakıyorum!...  midemdeki food neophobia!

 

Kokular, renkler...

 

Atlantik, pasifik, adriyatik, arktik ve .... Denizlerin en güzeli... Tenime dokunan okyanus rüzgarları!....

 

Akustik sesler, senfonik ve senkronik vurgular, hedonistik saatler!...

 

Ütopik düşünceler, Satirik ifadeler..

 

Romantik, nostaljik ve melankolik sesler, çalgılar...

Porto'da fado ağıtlar; Endülüs'te flamenko haykırışlar; Kafe Aman'larda rembetikolar...

Danslar, valslar... sambalar, salsalar, tangolar...

 

Komik, dramatik ve trajik pek çok hatıralar... 

 

Özetle, dünyayı keşfediyorum...  Dünyanın güzelliklerini yaşıyorum...

 

Kalk, arkadaş, gidelim! / Dereler yoldaşımız,  / Dağlar omuzdaşımız.

Dünyayı seyredelim, /  Şehirlerin dışından.

Bir tüy gibi yel alsın, / Bir dal gibi sel alsın, / Bizden, menhus elemi.

Attığımız nâralar, / Yol açsın karanlıkta. / Çeksin bizi mağaralar, / Bir derin ormanlıkta.

Öttürüp sert bir ıslık, / Yılanları çağıralım. / Peşinden çığlık çığlık,

Çakallara bağıralım, / Ötelim baykuşlarla. / Kızıl akşamüstleri, / Hicret eden kuşlarla,

Sema, deniz ve yeri, / Çepçevre, iklim iklim, / Dolaşalım, gezelim!

 

Ölen ölür, yıpranmaz; /  Giden gider, aranmaz. / Böyle geçer ömrümüz,

Bir gün gelir, ölürüz. / Haberimiz olmadan.

Ve o zaman, o zaman, / Hayat neymiş görürsün

Bırak, keyfini sürsün,  /  Şehirlerin, köleler!

Yeter bizi tuttuğu!  Tükensin velveleler!

Kalk arkadaş, gidelim!

 

Necip Fazıl Kısakürek