Can Aktan'la  TOGO'ya Yolculuk  

Gana'dan Togo'ya gitmek üzere bir başıma gece 4.30 sıralarında kalkıyorum ve doğrudan sınır kapısına gitmek üzere otobüs garajına gidiyorum. Togo sınır kapısına geçer geçmez taksi şoförlerinin ve döviz tacirlerinin istilasına uğruyorum. Ne yapacağımı bilemiyorum... Her taraftan bir ses.. Adeta bir psikolojik harp yapıyorlar benimle... Sonunda bir taksiye atıyorum kendimi.. Taksiye bir başkaları da biniyor... Bana ısrarla Fransızca elimdeki tüm paraları Togo parasına sarmamı istiyorlar. Yaprak sarması gibi örnekler sunuyorlar bana.. Sinirlerim bozluyor ve bağırıyorum.. Bırakın bu saçmalıkları diyorum... Lome'ye varırı varmak da süratle onlardan uzaklaşıyorum... Aman Allah'ım ben neredeyim!... Afrika'dan başka bir yerde değilim... Gana Afrika'nın en istikrarlı ülkelerinden birisi.. Togo ve Benin ve özellikle Nijerya'nın öyle olmadığını biliyorum. Hazırlıklıyım... Allah büyük...

  Lome'da hemen bir motosiklet sürücüsü ile anlaşıyorum.. Arkasına atlıyorum ve beni şehirde gezdirmesini istiyorum.. Bir saat içinde hemen her yeri geziyoruz...  Okyanus tüm ihtişamı ile karşımda duruyor... Fakat, etraf fazlasıyla güvenilir değil ve tedirginim... Pazar da geziyorum bir iki saat.. İlginç insan manzaraları... Hemen her şeyi başlarında taşıyorlar. Tavuk satıcısı bayan birisi dikkatimi çekiyor pazarda... Bir leğen içinde 30-40 tavuk!... Daha sonra Guin halkının tinsel mekanı olan Gldiji'ye geçiyorum.. Orada pine apple satıcısı bir küçük çocuk ile şakalaşıyorum ve ben de tepsiyi başımın üzerinde taşıyabilir miyim diyorum... Aman Allah'ım!.. O küçük çocuk bunu nasıl taşıyor... Öylesine ağır ki!.. Hayat işte!... Başka söylenecek söz bulamıyorum... Hissetmek, görmek ve yaşamak gerekir..
 

DEVLETİN ADI: Togo Cumhuriyeti
BAŞŞEHRİ: Lomé
NÜFUSU: 3.700.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 56.785 km2
RESMİ DİLİ: Fransızca
DİNİ: Putperestlik, Hıristiyanlık, İslamiyet
PARA BİRİMİ: CFA Frankı

Batı Afrika’nın güney orta kıyısında yer alan bağımsız bir devlet. Togo, batıda Gana, kuzeyde Yukarı Volta, doğuda Benin devletleriyle komşudur.

Tarihi

Togo toprakları 19. yüzyıla kadar kuvvetli krallıkların bir parçası olarak kaldı. Ülkede sırayla Mossi İmparatorluğu, Ashanti Konfederasyonu ve Dahomey Krallığı hüküm sürdüler. 1884’te bir Alman temsilcisi ve Togo’nun başkanı arasında imzalanan anlaşma sonucunda, Togo için yeni bir dönem açıldı. Almanya’nın ülke üzerindeki resmen kontrolü, 1884-1885 konferansından sonra başladı. 1897 ve 1899 yıllarında İngiltere, Fransa ve Almanya arasında yapılan anlaşmalarla bugünkü Togo’nun sınırları çizildi. Birinci Dünya Harbinin ilk günlerinde, Fransız ve İngiliz birlikleri başşehir Lomé’yi işgal ettiler. Togo, 1919’dan itibaren, ilk önce Milletler Cemiyetinin bir mandası olarak, sonra Birleşmiş Milletler adına Fransa tarafından yönetilen bir ülke haline geldi. 27 Nisan 1960’ta Togo’da Cumhuriyet ilan edilerek bağımsız bir devlet kuruldu. 1961 seçimlerinden sonra Başkanlık sistemine geçildi ve Olympio ülkenin ilk başkanı seçildi. Olympio’nun 1963’te öldürülmesi üzerine Grunitaky seçimleri kazanarak başkan oldu. Aynı sene yürürlüğe giren anayasayla yeni bir meclis kuruldu. 1967’de Genelkurmay Başkanı Albay Gnassingbe Eyadema yaptığı bir darbeyle yönetimi ele geçirdi. 1979’da düzenlenen yeni anayasa ile ülkede tek partili sisteme geçildi ve darbeden sonra ilk genel seçimler yapıldı. Eyadema 1985’teki seçimleri de kazanarak ikinci defa devlet başkanı oldu. Eyadema’ya karşı bu arada birkaç kez başarısız darbe teşebbüsünde bulunuldu. Eyadema bu görevini halen sürdürmektedir (Ocak-1994)

Kaynak:http://www.cografya.gen.tr/siyasi/devletler/togo.htm

Lome'de hemen pazar merkezinin yanındaki katedral.

 

 

Saatlerce pazarda böyle dolaşıyor bu kadın... Bir parça satabilirse ne ala!...

 

Siz hiç bir tek tane kokonat elinize aldınız mı!... Sadece TEK bir kokonat'ın ne kadar ağırlıkta olduğunu bilir misiniz? O kadın sırtında çocuğunu ve başında en az 15 tane kokonat taşıyor!... Hayat acımasız!... Bunları gördükten sonra insanın şükretmesi, yetinmesi, sahip olduğu koşullara karşı nankörlük etmemesi gerekir.... Hayat Afrika'da öylesine acı ki!... Öylesine acımasız ki!... ve havaalanında bir kaç saat beklerken "duty free"lerde envay çeşit kozmetik için harcanan paralara bakıyorum... Kimisi, Chanel, Bvlgari kokusu peşinde, kimisi de karnını doyurmanın!...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 © COPYRIGHT  ALL RIGHTS RESERVED