Ruanda'ya gitmeden önce Hotel Ruanda filmini izledim.. Sonra Türkçe'ye Kara Nisan adıyla çevrilen "Sometimes in April" filmin DVD'sini seyrettim...  Filmini seyrederken gözlerimden akan yaşlar...  Kigali'deki Soykırım Müzesi'ni gezerken gözyaşlarım sel oldu aktı!... Bu satırları okuyan herkesten bu iki filmi izlemelerini rica ediyorum.. Hedonist dünyanızda komedi-aksiyon filmlerlerinden bir gün için de olsa uzaklaşın ve bu iki filmi izleyin... Katliam'ın daha yakından izlerine Nyamaya ve Ntarama kasabalarında tanık oldum...

Hutu ve Tutsi'ler arasındaki ihtilaf 1994 yılındaki soykırım ile sonuçlandı.. Sadece 3 ay içinde 1.5 milyon Tutsi akıl almaz bir şekilde katledildi... BM orada olmasına zaman seyirci kaldı.. Tüm dünyanın gözleri önünde....

Kigali'ye "the Land of Thousand Hills" denmesi şaşırtıcı değil.. Şehirin her tarafında tepeler var... Yüzlerce-binlerce tepeler üzerine kurulu bir şehir..

Gisenyi, Kongo sınırında Goma ile neredeyse bitişik... Zenginlerin sahil kasabası... Kivu gölünün kenarında.. Güzel bir kasaba...

Ruanda çok küçük bir ülke... Ülkenin tamamını bir kaç gün içinde kolaylıkla gezebilirsiniz... Kenya, Tanzanya, Kongo ve Uganda ile gelişmişlik yönünden mukayese edilmez... Çok daha ileri..

Ruanda, Uganda ve Kongo sınırında gümüş sırtlı goriller yaşıyor.. Sayıları giderek azalıyor... Nesli tükenen bu sevimli hayvanları görmeyi çok isterdim... Doğrusu 375 Dolar ödemek bana çok geldi...