Can Aktan'la  GANA'ya Yolculuk  

Gana Cumhuriyeti, bir batı Afrika ülkesidir. Güneyinde Atlas Okyanusu yer alır; Fildişi Sahili, Burkina Faso ve Togo ile komşudur. Toprakları, sömürgecilik dönemi öncesinde Afrika'daki Gana İmparatorluğu, Ashanti, Fante gibi eski krallıklara ait olmuştur. 15.yüzyılda Portekizliler'in gelişiyle Avrupa ülkeleriyle ticaret artmış, İngilizler burada 1874'te bir koloni kurmuşlardır. Gana, 1957'de İngiltere'den bağımsız hale gelmiştir.

   
 

 

İlkokulda Gana'lı çocuklarla çok eğlendik... Kamerayı görünce ard arda şarkılar söylemeye başladılar...

 

GANA HAKKINDA

DEVLETİN ADI: Gana Cumhuriyeti
BAŞŞEHRİ: Akra
NÜFUSU: 15.500.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 238.533 km2
RESMİ DİLİ: İngilizce
DİNİ: %63 Hıristiyan,%16 İslamiyet,%20 Animist (Putperest totem dini)
PARA BİRİMİ: Yeni Cedi

Batı Afrika’da Atlas Okyanusu kıyısında, aşağı yukarı dikdörtgen şeklinde bir memleket. Gana’nın; güneyinde Gine Körfezi, kuzeyinde Yukarı Volta, doğusunda Togo, batısında Fildişi Sahili ve Yukarı Volta yer alır. Eski İngiliz sömürgeleri, Altın Sahili ve Togoland’ın yerlerinde kurulmuş bir Cumhuriyettir. Altın Sahili ve Togoland, 6 Mart 1957 tarihinde birleşerek, bağımsız Gana Devletini meydana getirdiler. Yani devlet ismini, eski bir Batı Afrika krallığından almıştır.


Tarihi

1600 senesine kadar Batı Afrika’daki politik ve ekonomik kuvvet, Sahranın güneyinde ve Batı Sudan’daki büyük devletlerin elindeydi. Bu devletler daimi olarak genişleme temayülü içindeydiler.

Gana’nın içinde bulunduğu topraklar, bu devletlerden oldukça uzakta olmasına rağmen, onların dolaylı tesirinden kurtulamadı. On üçüncü asırdan itibaren Sudanlı tüccarlar,yeni pazarlar elde etmek için, güneye doğru yayılmaya başladılar. Bunun sonucunda Gana’nın bulunduğu topraklar ile Sudan arasında iki büyük ticaret yolu meydana getirildi. Gana’nın bulunduğu topraklardaki ilk devletler, 13. asırda kurulan, zamanımızdaki ülkenin ormanlarının kuzeyinde bulunan Bono, Gonja, Banda kabilelerinin kurduklarıdır.

Ülkenin kuzey bölümünde, kuzey batılı işgalcilerin kurduğu devlette Dagomba ve Mamprusi kabileleri yer alıyordu. Bu zamanda Nijerya’dan gelen gruplar da ülkenin güney doğusunda yerleşmişlerdi.

On beşinci asırda, altına susamış Portekizli işgalcilerin, Batı Afrika ile Avrupa arasında deniz yolu bağlantısı kurmaları sonucu, bölgede hayat şartları değişmeye ve huzursuzluk artmaya başladı. Altın Sahiline 1471 senesinde giren Portekizliler, bölgedeki altının bolluğunun farkına varmışlar ve bunu tekellerine almak için kıyıda birçok büyük taş kaleler inşa etmişlerdir. On altıncı asırda Portekiz tekeli, Fransız, İngiliz ve Hollandalı sömürgeciler tarafından bozuldu. Daha sonra bütün kaleler Hollandalıların eline geçti. Fakat onlar da İngiliz ve Danimarkalılarla karşı karşıya kaldılar. On sekizinci asırda kıyıda bu üç devletin sahib olduğu 40 kale kurulmuştu.

On yedinci asırda, Amerika kıtasındaki geniş talep sonucu, Avrupalılar vahşetlerini, buradaki savunmasız yerlileri esir yapıp satarak, teşhir ettiler. Esir ticaretine rağmen bölge batılıların ana altın kaynağı olma özelliğini korudu.

On dokuzuncu yüzyılın başlarında Altın Sahilinde ticaret yapan bütün Avrupa ülkeleri, esir ticaretini yasaklamışdı. Esir tüccarlığının kısmen kalkması ve yerli kabilelerin mücadelelerinin sonucunda, önce Danimarkalılar (1850), sonra da Hollandalılar (1872) tarihlerinde bölgeden çekildiler ve İngilizleri Altın Sahilinde yalnız bıraktılar. 1874 tarihinde İngilizler bölgedeki Ashanti kabilelerinin de topraklarını işgal ederek Altın Sahilini bir İngiliz Kolonisi ilan ettiler.

İngilizlerin uyguladıkları zayıf politika sonucu Ashanti kuvvet olarak tekrar ortaya çıktı. Altın madenleri için daha çok emniyet ihtiyacı ve bölgede Fransız ve Alman faaliyetleri, İngilizleri daha faal bir politika takip ettirmeye zorladı. 1886’da İngilizler, Ashanti kabilesini tekrar işgal ettiler. 1901 tarihinde sömürge oldu.

Yirminci asırda Altın Sahilinin ekonomisi, orman çiftçilerinin kakao yetiştirmedeki başarıları sonucu, hızla gelişmeye başladı. Bunun sonucunda yeni demiryolları, yeni okullar ve hastahaneler ve Tokoradi limanı inşa edildi.

1925 tarihine kadar memleket, İngiliz valisinin yönetimi altındaydı. 1925 tarihinden sonra yasama meclisine yerli üyeler de seçilmeye başlandı. 1946 tarihinde ise meclis azalarının çoğunluğu Afrikalıydı.

1950’lerin sonuna doğru ise Altın Sahilinde, halkın kendi kendisini yönetmesi için kampanya açıldı, gösteriler yapıldı, isyanlar çıktı. Bunların sonucunda 10 Ocak 1951 senesinde yeni bir anayasa ilan edildi ve halk dış işleri, savunma, adalet ve mali konular dışında söz sahibi oldu.

1951 senesinde yapılan seçimler sonucunda ABD’de eğitim görmüş genç bir sosyalist olan Kuvame Nkrumah başkanlığındaki Halk Kongresinin partisi iktidara geldi. 1957 tarihinde Altın Sahili devleti, şimdiki Gana Devletini meydana getirerek, Birleşmiş Milletler Teşkilatının ve İngiliz Milletler Cemiyetinin üyesi oldu. Aynı sene İngiliz Togoland’ı halkının isteği ile Gana ile birleşti.

Kaynak: http://www.cografya.gen.tr/siyasi/devletler/gana.htm

 

 © COPYRIGHT 2008, ALL RIGHTS RESERVED