|
DEVLETİN ADI: Cezayir
Demokratik Halk Cumhuriyeti
BAŞŞEHRİ: Cezayir
NÜFUSU: 25.866.000
YÜZÖLÇÜMÜ: 2.381.741 km2
RESMİ DİLİ: Arapça
DİNİ: İslamiyet
PARA BİRİMİ: Cezayir Dinarı
Kuzeyinde Akdeniz, kuzeydoğusunda Tunus, doğusunda Libya, güneyinde
Nijer ve Mali, güneybatıda Moritanya, batıda Fas ile çevrili olan
2.381.741 km2 yüzölçümüyle Sudan’dan sonra Afrika’nın ikinci büyük
ülkesi. Kuzeybatı Afrika’da yer alan Cezayir’in Akdeniz’de 1025 km
uzunluğunda kıyısı vardır.
Tarihi
Cezayir çok eski tarihlerde bir yerleşim merkeziydi. Bilinen en eski
halk Berberilerdir. Cezayir kıyılarına önce Fenikeliler gelmiştir.M.Ö.
814-813 yıllarında Kartacalıların eline geçen ülke, gelişerek bilhassa
kıyı ticaretinin önemli bir merkezi olmuştur. Daha sonra Romalılar ve
Bizanslılar tarafından işgal edilmiş olan Cezayir’de halk, bu zamanlarda
Hıristiyanlığı kabul etmişlerdir. İslamiyeti yaymak için dünyanın her
tarafına dağılan Müslümanlar 7. asırda buralara gelmişlerdir. Abdullah
bin Ebu Serh tarafından burası fethedilmiştir. Cezayir halkı İslamiyeti
kabul etmiş, İslam devletinin hakim olduğu zamanlarda İslamiyetin
sayesinde ilerlemiş, benimsedikleri İslam kültür, medeniyet ve
adetlerini ve Arapça lisanını günümüze kadar muhafaza etmişlerdir.
On altıncı asırda Oruç ve Hızır (Barbaros Hayreddin Paşa) reisler
tarafından fethedilen Cezayir, Akdeniz’i yağma, talan ve
barbarlıklarıyla kan gölü haline getiren Avrupalı korsanlara karşı
mücadele eden Müslüman leventlerin üssü haline gelmiştir. Barbaros
Hayreddin Paşa daha sonra burayı Osmanlı Devletinin bir beylerbeyliği
haline getirmiştir. Üç asır Osmanlı idaresinde kalan Cezayir’de o devre
ait eserler ve gelenekler canlılığını hala korumaktadır.
1830 senesinde Fransızlar, çok büyük deniz ve kara kuvvetleri ile uzun
savaşlardan sonra ülkeyi ele geçirdiler. Bir sömürge idaresi kuran
Fransızları halk hiçbir zaman kabul etmedi, devamlı ayaklanma
teşebbüsleri içerisinde bulundu (Bkz. Abdülkadir-i Cezayiri). Fransa
İkinci Dünya Savaşında (1942) Cezayir’i mukavemet merkezi olarak
kullandı. Savaş bittikten sonra Cezayirliler gösterdikleri fedakarlığa
karşılık bağımsızlık veya Fransızlarla aynı haklara sahib olmak
istediler. Bu istek Fransızlar tarafından büyük bir tepki ile karşılandı
ve halk katledilmeye başlandı. 1789 Fransız İhtilali ile her türlü
hürriyetlerin yayıldığı ülke olduğu yıllarca söylenen Fransa,
Cezayir’deki insanlara bu hürriyeti tanımıyordu. İçindeki Haçlı ruhunu
Cezayirde’de göstermiş, kitle katliamı yapmıştır. Günümüzde, o zamandan
kalma toplu mezarlar çıkmaktadır. 1948’de Fransa buranın sömürge değil,
Fransa toprakları olduğunu ilan etti. Dış dünyaya karşı yapılan bu ilana
rağmen burayı bir sömürge olarak idare etmeye çalışmışlar ve asla
Cezayir halkına Fransızlarla eşit haklar tanımamışlardır. 1950
senesinden sonra Fransa’ya karşı mücadelede teşkilatlanmaya başlayan
halk, muntazam bir ordu kurmayı başardı. 1954 senesinde bilfiil başlayan
silahlı mücadele, 1956 senesinde bağımsızlığa kavuşan Fas ve Tunus’un da
desteğini sağladı. Mücadele 1962’de “Cezayir Demokratik Halk
Cumhuriyeti” adıyla bağımsızlığını ilan etmesiyle neticelendi.
Fransa’nın itirazlarına ramen 10 devlet tarafından bağımsızlığını ilan
etmesinin hemen ardından tanınan Cezayir, 1963 senesinde ilk anayasasını
halk oyu ile kabul etmiştir. Bu anayasaya göre beş yıl için halk
tarafından seçilen meclis yine beş yıl için Cumhurbaşkanını seçiyordu.
Yürütme organı, Cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu tarafından meydana
gelmektedir. Bu ilk anayasa mucibince seçilen ilk Cumhurbaşkanı Ahmed
bin Bella 16 Haziran 1965’te Albay Huari Bumedyen tarafından bir darbe
ile devrildi. Kurulan ihtilal konseyi tarafından 1978’e kadar idare
edilen ülke aynı sene kabul edilen yeni bir anayasa ile idare edilmeye
başlamıştır. 7 Şubat 1979’da Şadli bin Cedid devlet başkanı oldu.
1989’da Sosyalizme ilişkin bütün ifadelerden temizlenen, siyasal
çoğunluk ilkesini kabul eden ve grev hakkı tanıyan yeni anayasa halk
oylamasıyla kabul edildi. 26 Aralık 1991’de yapılan seçimlerin ilk
turunda oyların % 85’ini alan İslami Selamet Cephesi 288 milletvekili
kazandı. Bunun üzerine seçimler iptal edildi. 16 Ocak 1992’de sürgünden
dönen Budiyaf, Yüksek Devlet Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı oldu. 9
Şubat 1992’de 12 ay süreli sıkıyönetim ilan edildi. 4 Mart 1992’de
İslami Selamet Cephesi yasa dışı ilan edildi. Siyasi faaliyetleri
yasaklayan ve birçok kişiyi idam ettiren Budiyaf 29 Haziran 1992’de bir
suikast neticesinde öldürüldü. Cezayir’de iç karışıklıklar hala devam
etmektedir (Aralık 1992).
http://www.cografya.gen.tr/siyasi/devletler/fas.htm
|
|